Mutluluğun Yolu Kütüphaneden Geçer
Her hafta, salı günleri, Lüleburgaz İlçe Halk Kütüphanesinde, “Hikâye Saati” etkinliğinde okul öncesi çocuklarla buluşuyorum. Her hafta farklı bir etkinlik gerçekleştiriliyoruz.Devamını Oku...
Sabriye Cemboluk
İyi geceler sevgili facebook mahallesi. Yukarda yazdığım sözcükler
sanıyorum yaşı 50’nin üzerinde olanlar için bilinmedik değildir. Daha gençler
de umarım müzelerde falan görmüşlerdir. Balkanlar
ve Rumeli'nde, Trakya'da her evin olmazsa olmazlarıydı. Yemekler henüz yüksek
masalarda değil de yer sofralarında yendiği dönemlerde, sofra kurulmadan önce
ve yemekten sonra yapılan bir ritüeldi. Evin
kızı gelini veya evde kim varsa, bir kişi omuzuna peşkiri atar, eline bakır
ibriği alır, diğer elinde tuttuğu küçük leğenle herkese ellerini yıkatıp,
kurulatırdı. El yıkamadan asla sofraya oturulmazdı. Evlerde akan çeşmeler yoktu
ama uzaklardan taşınan sularla dahi artık hijyen dediğimiz temizlik kurallarına
dikkat edilirdi. Yemekten sonra da
bir parça sabunla aynı işlem tekrarlanır ve eller gene tertemiz olurdu.
Artık çok şükür evlerde sular akıyor. Hatta birçoğumuzun evinde sıcak
sular da akıyor. Ne yazık ki sofra adetlerimizi unuttuk. İnsanlar aynı anda ve
aynı yerde bile sofraya oturmuyorlar. Süslü şatafatlı masalarda sofralar
kurulsa da eskiden var olan el yıkama âdetimiz artık hatırlanmıyor. Dışarda
yemek yemek ise oldukça sıradanlaştı. Her yerde ve her saatte karın doyura can
bir yiyeceğe ulaşabiliyoruz. Ne yemeğe başlamadan ne de yemekten sonra el
yıkamak kimsenin aklına gelmiyor. Elbet de ıslak mendiller de aynı işi görür
ama gün içinde temas ettiğimiz kaç kişi bu kurallara uyuyor? Corono geldi
cihane, el yıkamak ve kolonya bahane. Acilen fabrika ayarlarımıza dönmekten
başka çaremiz yok. Aslında sebeplerini hiç düşünmediğimiz ne güzel örf ve
adetlerimiz varmış. Eve gelen misafirin ellerine kolonya dökmek de bunlardan
biriydi. Kimyasal fıs fısfısların zararlı kokuları çıkınca, bizim mis kokulu
kolonyalarımızı hor görür olmuştuk. Hor görülen her şey gibi, kolonyanın
intikamı da ağır oldu. Hele de içinde alkol olduğu gerekçesi ile yanından
geçmeyen insanlara karşı. Ne demişler, insan sevmediğine muhtaç olurmuş.
· Sabriye Cemboluk
· 13 Mart 2020
Makaleleri özgün buluyor musunuz?
Osmanlı Devleti Balkanlarda üstünlük kazandığı dönemde, Anadolu’da siyasi birlik henüz sağlanamamıştı. Anadolu’daki Türk
Devamını Oku...
Hayatı ve şahsiyeti hakkında pek az şey bilinen Yunus Emre 1240 yılında Orta Anadolu havzasında doğup yaşamış ve 1320 yılında
Devamını Oku...
İstanbul'da ki Dağların Adları Nelerdir?
İstanbul il sınırları içinde yüksek dağlar yoktur. Dağlar 1000 metre nin altındadır. En
Devamını Oku...
Nişanlı Kıza Gelin Koçu Getirme Âdeti diğer bir adıyla “gelin koçu” âdetini paylaşacağız bugün. Kurban bayramı yaklaşırken pek
Devamını Oku...
Çimpe kalesi, Balkan topraklarının Güneydoğu kıyısında Gelibolu’da bulunmaktadır. Bu kale 14. yüzyılın ortalarında yani 1352 yılında
Devamını Oku...