Baobab Ağacı
Afrika yerlilerinin inanışına göre, Tanrı önce Baobab ağacını yaratmış, ağacın ihtişamını ve güzelliğini kıskanan şeytan da ağacı tutup tersDevamını Oku...
Pegasus
yani Yunan
Mitolojisinin kanatlı atı ile kardeşi Khrysaor, Medusa ile Posedion’un
çocuklarıdır. Yunan mitolojisinin kahramanlarından Perseus,
annesini kurtarmak için Medusa’nın kesik başını Kral
Polydektes’e hediye olarak götürmek üzere yola koyulur. Athena’nın
yardımıyla bulduğu Medusa’yı öldürür ve Medusa’nın başını gövdesinden
ayırır. Medusa’nın etrafa fışkıran kanlarından kanatlı bir at olan Pegasus
(Pegasos)
ile adı “altın kılıç” anlamına gelen canavar Khrysaor doğar.
Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılır ve tanrıların
diyarı olan Olympos’a uçar. Burada ise Zeus’un yıldırımlarını getirme
görevini üstlenir. Ayrıca Helicon Dağı’nda bulunan ve Musalar’a
(veya Müzler) ilham verdiği sanılan Hippocrene Pınarı’nın Pegasus’un
ayağıyla yere vurması sonucu ortaya çıktığına inanılır.
Typhon ve Ekhidna’nın birleşmesiyle dünyaya
gelen Khimaira (Kimera), bedeninin ön kısmı aslan ve keçi
karışımı, arka kısmı ise ejder olan bir yaratıktır.
Kral Iobates’e bir gün Bellerophontes
adında bir genç, damadı Proitos (Proetus)’tan mektup getirir. Iobates
kendisine gelen mektubu okumadan mektubu getiren elçi adına eğlence düzenler.
Daha sonra mektubu açıp okuduğunda ise mektupta, mektubu getiren kişinin kızına
tecavüz etmek istediği ve mektubu getirir getirmez onu öldürmesi gerektiği
yazmakta olduğunu görür. O an İobates her ne kadar
Bellerophontes’i oracıkta
öldürmek istese de konuk olarak aldığı kişiyi öldürmesinin hem tanrılar hem de
insanlar tarafından hoş karşılanmayacağını düşünür. Bu yüzden bu işi dolaylı
bir şekilde yapmak ister ve ona Likya (Lycia) şehrine bela olan Khimaira
adındaki yaratığı öldürme görevini verir. Bunun üzerine ilk olarak Polyeidos
adındaki kâhine danışan Bellerophontes, ondan Hellicon’da bulunan Kanatlı At
Pegasus’u bulup eğitmesi gerektiğini ve bunu yapabilmesi için de geceyi
Athena’nın tapınağında geçirmesi gerektiğini öğrenir.
Athena’nın tapınağında bir gece geçiren
Bellerophontes’in uyuduğu sırada Athena gelir ve Pegasus’un altın gemini verir. Ayrıca ona kanatlı
atın Pirene’deki membaada suyunu içmekte olduğunu söyler. Hemen yola
koyulan Bellerophontes, Pirene’ye vardığında Pegasus’u görür. Bellerophontes’in
elinde altın gemi gören Pegasus direkt yanına gelir ve Bellerophontes’in
sırtına binmesine izin verir. Bellerophontes de onun sırtına biner ve beraber
gökyüzüne çıkarlar. Khimaira’yı bulan Bellerophontes, kurşunlu
mızraklarını aslan başlı Khimaira’nın boğazına sokmayı başarır. Khimaira’nın
ateş saçan nefesi kurşunu eritir ve eriyen kurşun boğazından iç organlarına
akarak onu öldürür.
Khimaira zaferinden sonra Bellerophontes’e başka
görevler de verilir ve Bellerophontes bunların hepsinden de
başarıyla çıkar. Fakat sonraları Bellerophontes’te oluşan kibir ve küstahlık
tanrıların öfkesini çeker. Hatta kibrinin sonucu olarak bir gün Pegasus’a
binerek Olympos’a çıkmayı bile dener. O sıralar zafer sarhoşu olan genç Zeus’un
gazabına uğrar ve Bellerophontes’in bindiği Pegasus’a bir at sineği musallat
eder. Atın kuyruğunun altına yerleşen bu sinek atı ısırır ısırmaz at Bellerophontes’i
üzerinden atar. Gözden kaybolana dek yukarıya çıkmış olan
Bellerophontes büyük bir hızla yere düşer. Bir zamanlar düşmanlarının
korkulu rüyası olmuş kahraman hayatının sonuna dek tanrılar tarafından lanetmiş
sakat ve kör birisi olarak yaşar. Anlatılanlara göre insanlardan o kadar
korkar hale gelir ki ölene dek yalnız başına sefil bir hayat sürer. Bellerophontes
yere düşerken Zeus, Pegasus’u yere indirmez ve bir
takımyıldızına dönüştürerek yıldızlar arasına yerleştirir.
Kanatlı at figürüne yalnızca Yunan
Mitolojisinde rastlanmaz. Türk Mitolojisinde Tulpar,
Arap
Mitolojisinde Burak kanatlı atlar olarak bilinirler.
Tulpar'dan Kırgızların
Manas Destanında söz edilir. Arkeolojik olarak da Kazakistan'da keşfedilen
Esik
Kurganında bulunan Altın elbiseli adam isimli elbisenin başlığında Tulpar
figürü vardır. Tulpar'ın adı, Türk, Kırgız ve Altay
mitolojilerinde de geçer. Genelde beyaz veya kara (tek renk) bir at
olarak betimlenir. Beyaz kanatları vardır ve Kuday (Tanrı) tarafından
yiğitlere yardımcı olması için yaratılmıştır. Dünyanın en uzun destanı olan Kırgızların
manas destanında, Manas'ın ünlü savaşçılarının sürdüğü
kanatlarıyla rüzgârdan hızlı koştuğu söylenen efsanevi atlardır.
Başkurt inançlarına göre kanatlarını hiç kimse göremez. Tulpar kanatlarını yalnız
karanlıkta, büyük engelleri ve mesafeleri aşarken açar. Eğer birisi tarafından Tulgar’ın
kanatları görülürse, Tulpar’ın kaybolacağına inanılır. Tulpar
adı yalnızca Türklerde değil komşu Avar, Lak, Andı, Dargı ve Tabasaran
dillerinde de yaşamaktadır. Osetlerde Tolpar, Çeçenlerde Turpal olarak
yer alır.
Türk efsanelerine göre bu ata ancak yüreği ve
bedeni güçlü olanlar sahip olabilir. Tulpar adı verilen kanatlı Türk
atlarına misal olarak, Alpamıs'ın bayşubarı, Kobılandı'nın
Tayburılı, Er Targının Karakaskası, Kabanbay'ın Kubası, Bugıbay'ın Akanseri'nin
Kulageri. Karaserkesi, Navrızbay'ın Akazuvı, İsatay'ın Aktabanı vb.
verilebilir.
Burak, İslam inancına göre, Hz.
Muhammed'in Miraç'ta kullandığı binektir. Burak, Arapça yıldırım, şimşek,
parıldamak, ışıldamak anlamlarına gelen Berk kelimesinden türetilmiştir.
Kur’an’da
böyle bir isim geçmemekle beraber, hadis kaynaklarında böyle bir varlığın
olduğu yer almaktadır (Buhari Salât, 8'). Allah'ın elçisine özel olarak
hizmet eden bir ilahi varlık olarak görevlendirmiştir.
Üç ayrı mitolojide de
kanatlı at figürünün varlığı inançların ortak bir yönü olduğuna coğrafik
yerleşime göre farklılıklar içerdiğine bir örnek olarak verilebilir.
Kaynakça:
ü http://www.dogukansahin.net.tr/pegasus-kanatli-at/
ü http://yunanmitolojisi.blogspot.com/2009/07/takmyldzlarn-mitolojik-oykuleri-pegasus.html
ü http://ozhanozturk.com/2018/04/23/pegasus-yunan-mitolojisi/
ü http://www.caglarerbek.com/2015/05/turk-mitolojisinde-kanatli-at-tulpar.html
· Aydın Çevik
· Yükselen Yıldız
· Yunan Mitolojisi