Silistre Kalesi
Silistre Kalesine çıktık birlikte. Kale dediğime bakmayın, asıl adıyla Mecidiye Tabyasına. Şehrin üç beş kilometre arkasındaki tepeye 1844-57 yılları arasında Osmanlı SultanıDevamını Oku...
Metin Aydogan
[…Halkın gönülgücünü yükseltmek amacıyla Meclis adına Anadolu’yu dolaşan milletvekilleri, Çankırı yakınlarındaki
Kızılkaya köyüne gelir. Burada yaşadıkları, milli mücadelenin hangi koşul
ve anlayışla kazanıldığını gösteren çarpıcı bir örnektir. Ahmet Ağaoğlu
Kızılkaya’yı şöyle aktarır: “Sakarya Savaşı henüz başlamıştı. Anadolu’yu
dolaşmak gerekti. Tekerleklerinde, Türk tarihinin yüz yıllarını taşıyan ve
Anadolu mücadelesinin en değerli unsuru olan kağnıyla yola çıktık.
Ankara-Çankırı arasında, yüksek bir dağ üzerine konmuş bir kuşa benzeyen,
Kızılkaya adını taşıyan küçük bir dağ köyüne gelmiştik. Çevremizi hemen küçük
çocuklar sardı. Bura halkının bu kadar güzel olduğunu hiç bilmiyordum. Açlık ve
yoksulluk renklerini soldurmuş, küçük vücutları, Üzerlerindeki paçavraların
binbir deliğinden bize bakıyordu. Fakat kumral Saçları, beyaz yüzleri o kadar
güzeldi ki. Bir kız çocuğuna soruyoruz: Kızım adın nedir? ‘Ayşe’. Baban var mı? ‘Babam
Çanakkale’de şehit oldu’. Şimdi kim bakıyor sana? ‘Annem’. Şimdi annen nerede? ‘Tarlaya gitti ekin zamanıdır’. Bir
diğerine: Oğlum senin adın ne? ‘Durmuş’. Baban var mı? ‘Babam İnönü’de şehit
oldu.’ Annen var mı? ‘Yok efendim. Bize dayım bakıyordu, o da askere gitti
Şimdi ablam bakıyor’. Ablan nerede? ‘Ankara’ya cephane götürdü.’ Çevremizi
saran on altı çocuktan hepsinin babası şehitti. Anneleri ya da ablaları, ya
tarlayı işliyor ya da orduya yiyecek ve cephane taşıyordu. Biz çocuklarla
konuşurken köyden yana, bastonuna dayana dayana yaşlı bir kadın geldi: ‘Nereden geliyorsunuz evladım?’
Ankara’dan. ‘Aman ordudan ne haber?’
Ordumuz çelik gibi anne. Yakında inşallah düşmanı yeneceğiz. ‘Şükürler olsun. Aman burada bazı şeyler
söylediler. Allah bizi kahretti diye düşünüyorduk. Kalbime sular serptiniz.
Allah sizden razı olsun’. Evladın var mı anne? Yaşlı kadın derin bir ah
çekti. ‘Dört oğlum vardı. İkisi
Çanakkale’de, biri İnönü’de şehit oldu. Dördüncüsü ordudadır. Yolunu
bekliyorum’. İnşallah gazi olur, mutlu olursunuz. Yaşlı kadın derin acı
taşıyan bir bakışla: ‘Ben oğlumu
düşünmüyorum evladım. Ben (eliyle çocukları göstererek) bu yetimleri ve
yaşayacakları bu vatanı düşünüyorum. Allah bunları gâvur ayakları altında
çiğnetmesin.’ Hepimiz çok etkilenmiş ve üzülmüştük. Çay kahve vermek
istediysek de kabul etmedi ve köye doğru yürüyerek, orada kendisini bekleyen ve
Ankara’dan bir haber bekledikleri belli olan genç kadınlara doğru gitti…”
· Kaynak; "Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı" Metin
Aydoğan
· Metin Aydogan
– Edirne T: 0(284) 236 31 37
Makaleleri özgün buluyor musunuz?
Osmanlı Devleti Balkanlarda üstünlük kazandığı dönemde, Anadolu’da siyasi birlik henüz sağlanamamıştı. Anadolu’daki Türk
Devamını Oku...
Hayatı ve şahsiyeti hakkında pek az şey bilinen Yunus Emre 1240 yılında Orta Anadolu havzasında doğup yaşamış ve 1320 yılında
Devamını Oku...
İstanbul'da ki Dağların Adları Nelerdir?
İstanbul il sınırları içinde yüksek dağlar yoktur. Dağlar 1000 metre nin altındadır. En
Devamını Oku...
Nişanlı Kıza Gelin Koçu Getirme Âdeti diğer bir adıyla “gelin koçu” âdetini paylaşacağız bugün. Kurban bayramı yaklaşırken pek
Devamını Oku...
Çimpe kalesi, Balkan topraklarının Güneydoğu kıyısında Gelibolu’da bulunmaktadır. Bu kale 14. yüzyılın ortalarında yani 1352 yılında
Devamını Oku...