Bir ülkede halkın ayaklanması
Bir zamanlar bir ülkede halk ayaklanır hükümdara karşı. Haklılardır da. Ne adalet ne düzen kalmıştır ülkede. Hükümdar ayaklanan halkı meydandaki devasa bir havuzun etrafında toplarDevamını Oku...
ü Şişli- Şiş yapımıyla uğraşan
ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin
Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin Konağı' hâline
gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.
ü Pendik-Bizans Döneminde “her
tarafı surlarla çevrili” anlamını taşıyan Pantecion, Latin
egemenliğinde ise “duvar” anlamına gelen Peninda-kot ismini almıştır. Bu da bizi,
Pendik'in egemen olan devletlerce bir savunma hattı olarak kullanıldığı
bilgisine götürür.
ü Sütlüce- Bugün Sütlüce
semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir
köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun,
kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak
anılır oldu.
ü Ahırkapı- Marmara Denizi'nin
kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının
bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verildi.
ü Tahtakale- Sözlük anlamı 'kale
altı' olan Taht-el-kale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşen semtin,
Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer
aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.
ü Şaşkınbakkal- Henüz yerleşimin
olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir
bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala
"şaşkın
bakkal" yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal
olarak anılmaya başlandı.
ü Eminönü- Osmanlı döneminde
çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt, adını burada bulunan
'Gümrük
Eminliği'nden alıyor.
ü Taksim- Osmanlı zamanında
sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.
ü Üsküdar- Bizans devrinde,
Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt
Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a dönüştü.
ü Çengelköy- Eskiden gemi çapaları
bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.
ü Galata- Gala, Rumcada "süt"
anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata'nın adı semtteki süthanelere
gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise İtalyanca 'denize inen
yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi.
ü Bostancı- Semt, adını eskiden
her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor
ü Beyoğlu- Semtin isminin nerden
geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre,
İslamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensi'nden adını alıyor
semt. Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensi'nin burada
oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik
elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diye hitap edilmesinden semtin bu
adla anıldığını söylüyor.
ü Veliefendi- Hipodrom bir zamanlar
Şeyhülislam Veli Efendi'nin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan
semtin adı Veli Efendi'yle anılıyor.
ü Çatladıkapı: Bizans zamanında
yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen
depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı Çatladıkapı olarak anılmaya başladı
ü Feriköy: Semt adını Sultan
Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri’den alıyor. Bölgede
bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri’nin eşine bağışlanmıştı.
Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.
ü Horhor: Fatih Sultan Mehmet
bölge civarında yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, “Buraya
bir çeşme yapın baksanıza ‘hor hor’ su sesleri geliyor” der ve buraya
bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor ismiyle anılıyor.
ü Unkapanı: Bazı satış yerlerinde
Arapça’da ‘Kabban’ adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan
adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı
aldı.
ü Okmeydanı: Fetih Ordusu
kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de
böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.
ü Kadıköy-Khalkedon, Kadıköy'ün
eski adı. Hikâyeye göre, milattan önce 7. yüzyılda, bir kavim kendilerine yeni
bir yer arar yerleşmek için ama nereye yerleşeceklerini bilemez. ...
Sarayburnu'na yerleşirler, Byzantion şehrini kurarlar ve karşı kıyıya da
Khalkedon yani Körler Ülkesi adını takarlar.
ü Beyoğlu-Semtin isminin nerden
geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre,
Islamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor
semt. Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada
oturmasından geliyor semtin adı.
ü Tuzla-Osmanlı Döneminde
ıstanbul'un tuz ihtiyacını karşılayan, burada bulunan Tuz Gölünden adını
almaktadır. Yetmiş yıl evveline kadar bu gölden tuz çıkarılmaktaydı.
ü Kartal-Kartal adını ilk
defa Bizans zamanında sahilde balık avlamak için gelip buraya yerleşen "Kartelli"
isminde bir balıkçıdan almıştır.
ü Mecidiyeköy-Abdülmecid, Sırbistan
civarından gelen muhacirleri iskân etmek için, burada bulunan dutlukları onlara
vererek bir köy kurmalarını sağlamıştır. Köye de Abdülmecid'in anısına; “Mecidiye
Köyü” adı konulmuştur.
ü 16. Karai Musevilerinin
yeni yurdu Karaköy. Burasının eski adı Karayköy'dü ve bölgenin ilk ahalisi
Fatih Sultan Mehmet zamanında semte yerleştirilen Karai Musevileriydi.
Kırım'dan gelen ve Tatar Türkçesi konuşan Karailer, Yahudi din yasalarının
temeli Talmud'u ve Tevrat tefsirlerini mukaddes metin saymıyorlardı...
Alıntı Ihsan Hanson
– Edirne T: 0(284) 236 31 37