Mineralni Bani’de 400 kişiye ücretsiz öğle yemeği
04 Ekim 2016 Mineralni Bani (Meriçler) İlçesinde dün başlatılan sosyal bir proje kapsamında 400 ihtiyaç sahibine ücretsiz olarak sıcak öğle yemeği verilecek. Sosyal Yardımlar AjansıDevamını Oku...
Önce Raif
Paşa'nın, ardından karısı Servet Hanım'ın kaybının "Taş Konak"a
getirdiği hüzünlü hava, yakın zamanda eşine az rastlanan bir düğünle biraz
olsun dağılacaktır… Uzun zamandır nişanlı olan, Sultan Abdülmecid'in oğlu Şehzade
Süleyman'ın kızı Naciye Sultan ile yeni Harbiye
Nazırı Enver Paşa'nın nikâhının 1911 yılında Dolmabahçe Sarayı'nda kıyıldığı
İstanbul halkına duyurulur… İhsan Raif Hanım, şöyle anlatıyor:
Mabeyn Başkâtibi Halit
Ziya
eniştem, aile sohbetinde, nikâhı bize şöyle nakletti: Sarayın büyük
salonlarından birinde kıyılan sade nikâhta, Hünkâr Sultan Reşad Han, Naciye
Sultan'ın annesi Ayşe Tarzıter Kadın, az sayıda hanedan mensubu ile Enver
Bey'in annesi Ayşe Hanım, babası Ahmet Bey'in hazır bulunuyormuş. Şeyhülislam
Musa Kâzım Efendi'nin kıydığı nikâhta, Miralay Enver Bey Berlin sefaretinde
askerî ataşe olduğu ve nikâha gelemediği için, vekili başmabeyinci Lütfi Bey
imiş…
Naciye Sultan'ın büyük
amcası Abdülhamid Han tahttan indirilmiş, Beylerbeyi Sarayı'nda tecrit altında
tutulmakta olduğu için yalnızca tebrik mektubu okunmuş…
"Böylece, nikâhlı
oldukları halde üç yıl kavuşma hasreti çekerek tarihe geçtiler" diye yazan İhsan Raif
Hanım, Necip Paşa Konağı'nda yapılan düğünü şöyle aktarıyor:
"Düğün daha önce
gördüğüm hanım sultanların düğünlerinden çok farklı ve muhteşemdi. Naciye
Sultan'ın babası genç yaşta vefat ettiğinden yetim kalan kızı amcaları ve diğer
aile büyükleri tarafından çok nazlı ve el üstünde büyütülmüştür. Düğüne amcası
Sultan Reşad Han hem maddi hem de manevi bütün gücüyle destek verdi. Gelin
sultana verilen çeyiz içinde bulunan inci işlemeli yatak örtüsü bile dillere
destandı…
"Naciye Sultan on
altı yaşında genç bir gelin olmasına rağmen, yerli ve yabancı bütün seçkin
davetlilerini samimi bir şekilde karşıladı. Yabancı misyon mensuplarına düzgün
Fransızcası ile hitap ederek tebrikleri zevci Enver Paşa ile beraber kabul
etti. Gelin ve damadın birbirlerine çok yakıştıkları, düğündeki herkesin
müşterek kanaatiydi. Enver Paşa'nın geline bir pırlanta gerdanlık takıp
teşekkür konuşması yapmasından sonra başlayan velimenin mönüsü her damağa hitap
edecek kadar zengindi… Mehter bölüğünün konseri, binbir eğlence, sazlı sözlü
fasıllar gecenin geç saatlerine kadar devam etti…"
· Mehmet Öklü,
"Kimseye Etmem Şikâyet"
· Not Defterimden
Makaleleri özgün buluyor musunuz?
Osmanlı Devleti Balkanlarda üstünlük kazandığı dönemde, Anadolu’da siyasi birlik henüz sağlanamamıştı. Anadolu’daki Türk
Devamını Oku...
Hayatı ve şahsiyeti hakkında pek az şey bilinen Yunus Emre 1240 yılında Orta Anadolu havzasında doğup yaşamış ve 1320 yılında
Devamını Oku...
İstanbul'da ki Dağların Adları Nelerdir?
İstanbul il sınırları içinde yüksek dağlar yoktur. Dağlar 1000 metre nin altındadır. En
Devamını Oku...
Nişanlı Kıza Gelin Koçu Getirme Âdeti diğer bir adıyla “gelin koçu” âdetini paylaşacağız bugün. Kurban bayramı yaklaşırken pek
Devamını Oku...
Çimpe kalesi, Balkan topraklarının Güneydoğu kıyısında Gelibolu’da bulunmaktadır. Bu kale 14. yüzyılın ortalarında yani 1352 yılında
Devamını Oku...