8 Haziran 1915
8 Haziran 1915. Dünkü Esat Paşa Miralay Mustafa Kemal arasındaki görüşme şöyle noktalandı. 19. Tümen komutanı yeni düzenlemelerle yine cephe gerisine neden sürüldüğünü sorunca;Devamını Oku...
MÖ. 500 lü yıllarda başlayan Pers – Yunan
savaşının nedeni Herodot tarihinden okuyoruz. Ancak gerçek olaylar, mitolojik
karekterlerle simgelendiğini de hatırlatmak isterim. Öncelikle Herodot
anlatımına bakıp sonra mitolojik karşıklıklarını bulmaya çalışalım. Parantez
içlerine açıklamaları ekledim.
1. İranlı anlatıcılar
derler ki, kavgayı Fenikeliler çıkardılar, bunlar Erythreia (Kızıldeniz)
denilen denizden kalkıp bizim kıyılarımıza geldiler, bugün de üzerinde
oturdukları ülkeye yerleştiler ve hemen denize açılıp uzun yolculuklara giriştiler;
Mısır'dan, Asurya'dan mal toplayıp, bunları bütün bölgelere, en çok da Argos (Yunanistan)
ülkesine götürdüler. Böylece Argos'a gelen Fenikeliler, diye anlatıyorlar,
mallarını sergilemişler. Beşinci ya da altıncı günü pek çoğunu elden
çıkarmışlardır ki, bir küme kadın deniz kıyısına çıkagelmiş, kralın kızı da
aralarındaymış.Adı, Yunanlıların da dedikleri gibi İo (Yunan mitolojisinde, nehir
tanrısı İnakhos’un kızıdır. Baş tanrı Zeus, İo’nun güzelliğiyle büyülenir.
Ancak İo, Hera Tapınağı’nda bir rahibedir ve Zeus’u reddeder.) idi ve
İnakhos'un kızıydı. Bu kadınlar, gemilerin kıç yönünde ve oldukça yakınında
durup beğendikleri şeyleri satın almaya koyulmuşlar, derken Fenikeliler (Kenan Diyarında Yaşayan Halklar) hep birden üzerlerine atılmışlar, çoğu kaçıp
kurtulmuş, ama İo yakalananlar arasındaymış, sonra gemilerine atlayıp Mısır'a
doğru dümen tutmuşlar ve gözden kaybolmuşlar.
2. İşte İo, Perslere göre
ve Yunanlıların dediklerinin tersine, Mısır'a böyle gelmiş ve çarpışmalar böyle
başlamış, çünkü Yunanlılar ki, ille de onlardır denemez, bence belki de
Giritliydiler, daha sonra Fenike'deki Tyr'a yanaşmış ve kral kızı Europe'yi (Europa
Suriyeli çok güzel bir kızdı. Mitolojiye göre Zeus Europa’ya aşık olmuştur)
kaçırmışlardır. Böylece iki taraf ödeşmiş oluyordu; ama sonraki ikinci saldırı
Yunanlılara yüklenmelidir diyor bizimkiler. Uzun bir gemiye atlayıp
Kolkhis'deki Aia (Bugün ki Haritaya Göre Trabzon – Rize – Artvin Tarafları)
kentine ve Phasis'e (Bugün ki Gürcistan Tarafları) kadar
kürek çekmişler ve kendilerini buralara kadar getiren isteklerinin hepsini elde
ettikten sonra dönerken, kralın kızı Medeia'yı (Güneş Tanrısı Helios’un Torunu)
da kaldırmışlar. Kolkhis kralı peşlerine adam salmış, hakkını aramış,
"Kızımı geri verin" demiş, ama onlar da karşılık olarak demişler ki,
"Siz de Argoslu (Yunanistan) İo'yu kaçırmıştınız ve
karşılığında hoşnutluk da vermemiştiniz, biz de size daha fazlasını verecek
değiliz."
3. Bu olayların üzerinden
iki nesil geçmiş, gene Perslere göre, bunları bilen Alexandros, Priamos'un
oğlu, Yunanistan'dan bir kadın kaçırmak istemiş, bu yüzden bir cezaya
çarpılmayacağına güveniyormuş, nasıl ki, o ilk kadın kaçırıcılar da ceza
görmemişlerdi. Ve Helene'yi (Helen (Helene) veya Truvalı Helen, Menelaos'un
karısı. Yunan mitolojisine göre Truva savaşına neden olan dünyanın en güzel
kadınıdır. Aynı zaman da Helen kavramı, yunan mitolojisinin atası; Deukalion'un
ve Pyrrha'nın oğlu; Amphictyon'un kardeşi; Aiolos, Xuthus, ve Dorus'un babası
Helen'in oğulları İyonya'nın ilk kabileleriydi.) kaçırmış. Yunanlılar önce
adamlar gönderip Helene'yi geri istemişler, özür dileyin demişler. Buna
karşılık Medeia'nın kaldırılışı öne sürülerek, "Şimdi bizden
istediklerinizi, o zaman da siz vermemiştiniz," denilmiş.
4. O zamana kadar olan
şey, karşılıklı kız kaçırmaktan ibaretti. Ama bu sefer Yunanlılar, Perslere
göre, açıkça suçludurlar – zira onların Asya'ya karşı açtıkları sefer,
Perslerin Avrupa'ya karşı açtıkları seferden öncedir. Hem kadın kaçırmayı
Persler de hoş görmezler, ama bu çeşit çapkınlıkların öcünü sürdürmek, onlara
göre akıl işi değildir ve aklı başında kimselerin böyle şeylere pek aldırış
etmemeleri gerekir, zira belli bir şey, bu kadınlar kendileri de razı
olmasalar, zorla kaçırılamazlardı. Onlar, Asyalılar, kendilerinden kadın
kaçırılmasını pek umursamamışlardı, ama Yunanlılar Spartalı bir kadın uğruna
koca bir donanma toplamışlar, Asya'nın üstüne yürümüşler, Priamos'un (Truva
Kralı – Bugün ki Çanakkale) ülkesini yerle bir etmişlerdi, o günden bu
yana Yunanlı onlar için artık düşmandır. – Biliyoruz ki, Asya'yı ve orada
oturan barbarları, (Yabancı Dile Sahip Olanlar) Persler kendilerinin sayarlar.
Avrupa, özellikle Yunan dünyası, onlar için yabancıdır.
Herodot, tarihi anlatırken temsiliyet ilkesini
ve mitolojik kavramları, yaşanan olaylara yediren bir anlatım yolunu seçmiştir
ve bu durum dönemin retorik anlayışına uygundur. Retorik inandırma ve
temsiliyet sanatıdır. Kısaca Retorik nediri açıklayıp yorumumu eklemek
istiyorum.
Retorik, siyasal birlik ve monarşik bir düzlem
üzerine, amaçların gerçekleştirilebilmesi için ortaya çıkmış bir kavramdır.
Yönetici, halkın benliğine girmek için, inandırıcı ve etkili konuşmanın yanı
sıra, Tiyatro oyunları, heykel sanatın da betimlemeler, hikayelerde kendini
yücelten düşmanı yeren figürler ekleme, şiirsel söylemlerle halkı etkileme,
olmamış olayları olmuş gibi söyleyerek yalanlar ile kitlenin kendine tarafına
çekilmesi gibi yöntemleri de kullanır. Demokrasiye geçiş sürecinde taraftar
toplama çabasıdır. Bu durum yunan mitolojisinde de sıkça rastlanır.
Retorik sanatının yanısıra, pagan düzleminden
kaynaklanan temsiliyetler de Herodot tarihinde sıkça kullanılır. Kral
kızlarının tanrı kızlarına benzetilerek temsiliyet olarak gösterilmesi diğer
bazı toplumlarda da kaşılaşılan bir anlatım şeklidir. Hakimiyet bölgelerinin
aidiyet göstergesi olarak kadın olarak betimlenmesi sıkça karşılaşılan bir
durumdur. Bir baba kızının üstünde hakim durumdadır. Bu niteleme devletler ve
topraklar üzerinden de kullanılabilir. Mesela bizler Kıbrıs için yavru vatan,
Azerbaycan için kardeş ülke diyoruz. Eski çağ mitlerinde de sahip olunan
bölgeler için kızım denmesi normaldir. Bir örnek vermek gerekirse Enki, kızı
inannaya Eridug şehrini kurmasını ister. Böylelikle bu şehir İnanna ile
özdeşleşir. İnanna’yı kaçırmak aynı zaman da eridug şehrine de sahip olmak
manası taşır. Eridug şehrinden, İnannayı temsil eden herhangi bir eşyanın
çalınması ise bir savaş sebebi sayılabilir, çünkü çalınan eşya o şehrin
tanrısının, bir başka şehrin tanrısı tarafın çalınması manasına gelir.
Şahsi yorumuma göre, bahsi geçen kral kızları,
kabile tanrılarının heykelsel avatarlarıdır. Çağ itibariyle toplulukların
akrabalık ve ittifak kurabilmek için kız alıp verildiği bir dönem için, Büyük
bir savaşın çıkma nedeni için basit bir kız kaçırılması gösterilmesi mantık
dışıdır. Ancak tanrıların kaçırılması ve toprakların saldırıya uğraması geçerli
bir savaş sebebidir. Herodot, Tarihi yazarken genel itibariyle gerçek olayların
mitsel ve hikayesel anlatım yolunu seçmiş ve buna üsluba göre düzenlemiştir.
Dikkat edecek olursak her mitsel anlatımın sırasında gerçek kişileri ve
arkeolojik olarak kanıtlanmış bazı yerleri de vermesi de bu bağlamda olabilir.
· Haşim Ural
· 15 Temmuz 2019
· Tarihin Gerçeğine
Yolculuk