Türkiye bir tarım ülkesidir, sanayi değil!
Sen evvela tarımda - hayvancılıkta üretimi artır, köylü-çiftçi-üretici vatandaşımıza güven ver, traktör mazotunun litresinden Vergi yi kaldır aynen zenginlerin YAT larının mazotunaDevamını Oku...
Hakan Eşme
(Atın
Kuyruğunu Bağlamak)
01 Temmuz 2020 Çarşamba, üç buçuk yanı sularla çevrili
şirin coğrafyamız olan Trakya topraklarında pedal çevirmek üzere yola
çıkacağız, denizlerimiz için anlamlı bir gün olan Kabotaj Bayramını seçtik bu yüzden.
Ege, Marmara ve Karadeniz’in ortasında,
bir ucu da Meriç Nehri ile akıp giden, yaşadığımız coğrafyayı saat yönünde
turlayacağız.
Yolumuz üzerindeki Trakya’nın kendine
özgü lezzet duraklarına uğrayacağız.
Keşan’ın Satır Eti, Edirne’nin Tava Ciğeri, Kırklareli’nin köfte ve
sucuğu, Velimeşe’nin Bozası, Tekirdağ’ın Köftesi bu yöresel lezzetlerin sadece
bir kısmı.
7 gün, 500 km. sürecek bu faaliyette Demir Atlarımız bizi Trakya’nın dağına,
tepesine, ovasına götürecek ve bölgemiz coğrafyasından öyküler toplayacağız.
Bazı öykülerin acı olduğunu biliyor ve
bunları her an bire bir yaşıyoruz.
Amacımız performans yapmak değil, yolda
olmak.
Bizleri besleyen, doyuran doğa harikası
bu topraklar ve sular ne yazık ki son zamanlarda yoğun tehdit ve baskılar
altında. “Saros Körfezine bir FSRU
Limanı yapmak istiyorlar, Ergene’nin hali yılların kanayan yarası, nehir değil
zehir akıyor Trakya’nın bağrında. İğneada ise sanki doğal güzelliğinin diyetini
ödetmek istercesine Nükleer ve Termik santrallerin gölgesinde, Istranca
dereleri tehdit altında, Trakya kayaları taş ocaklarının iştahını kabartmakta”
Bu coğrafyanın doğal güzelliklerine
yakılan ağıtların eşliğinde dönecek pedallarımız.
Keşan DOÇEK olarak bizler özü
itibariyle Dağ Bisikletçisiyiz. Dere çatakları, patikalar, taşlı, tozlu,
topraklı yollardır pedal çevirdiğimiz yerler fakat bu kez Demir Atlarımız kara
asfaltın üzerinde taşıyacak bizleri.
Atımızın kuyruğunu bağlıyor ve yollara düşüyoruz.
(Bilenler için anımsatma, bilmeyenler
için derin bir araştırmaya vesile olacak ön bilgiler)
* Atın
Kuyruğunu Bağlamak: Kadim bir Türk geleneğidir. Orta-Asya’dan Anadolu’ya
dek sefere çıkmadan önce atların kuyrukları bağlanır. Böylece sahibinin sefere
çıkacağı duyurulmuş olurdu. Atın kuyruğunu bağlamak sefere çıkmanın bir
nişanesiydi.
At kuyruğu kesmek ya da bağlamak
yüzyıllarca yıl boyunca Türk Toplumları arasında farklı anlamlarda ve farklı
şekillerde yaşamıştır. Mitolojik, dini ve sembolik anlamları Türk Sanatının
bütün devirlerinde karşımıza çıkmaktadır.
Bunun en eski örneği olan Pazırık
Halılarındaki at figürlerinde görülebilir.
Kaşgarlı Mahmud Divanında da şöyle dizeler vardır:
Kudruk katı tüğdümüz / Kuyruğu sıkıca düğümledik
Tenriğ öküş öğdümüz / Ulu tanrıya övdük
Kemşip atı teğdimiz / Dizginleri çektik
Aldap yana kaçtımız / Dörtnala gidermiş gibi yaptık.
Harezmşahlar döneminde yazılmış Türkçe sözlüklerde “tügdi atnın kuyrugın” (Atının
kuyruğunu bağlamak) şeklinde deyimlere rastlanır.
Özbek destanlarında da at kuyruğu
bağlamaktan söz edilmektedir.
Örneğin; ''Melle Sevdagar'' adlı Özbek halk destanında: ''İşte o zaman Avazhan külahını giymiş, atının kuyruğunu bağlamış,
üzengiye ayağını basarak, türkü söylemeye başlıyordu''
''Alpamış'' destanında da ''Atını koşturan, yelesini ve kuyruğunu
örer'' denilmektedir.
Bağlayacağız Demir Atlarımızın
kuyruklarını ve düşeceğiz yollara…
Program:
ü 01 Temmuz 2020 1. Gün: Keşan-Uzunköprü-Tayakadın-Edirne
ü 02 Temmuz 2020 2. Gün: Edirne-Süloğlu-Kırklareli
ü 03 Temmuz 2020 3. Gün: Kırklareli-Bayramdere-Celaliye-Lüleburgaz
ü 04 Temmuz 2020 4. Gün: Lüleburgaz-Karamehmet-Velimeşe-Çorlu
ü 05 Temmuz 2020 5. Gün: Çorlu-Muratlı-Tekirdağ
ü 06 Temmuz 2020 6. Gün: Tekirdağ-Uçmakdere-Şarköy-Yeniköy
ü 07 Temmuz 2020 7. Gün: Yeniköy-Kavak-Korudağlar-Keşan
·
Hakan Eşme
·
Keşan DOÇEK