Edirne Saraçlar Caddesinde Gençlik Konseri
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadeleyi başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 100. yılında; 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Edirne Belediyesi tarafındanDevamını Oku...
Savaş boyunca İstanbul’da
başkumandan vekili Enver Paşa’ya
bağlı olarak çalışmış olan Teşkilatı
Mahsusa’yı idare edenler de Batı
Trakyalılara haklarını savunacak ve gelecekleri için çalışacak bir dernek
kurmalarını tavsiye etmişlerdi. Bu tavsiye doğrultusunda, İstanbul’da bulunan Batı
Trakyalılar, Mondros Mütarekesinden kısa bir süre sonra 10 Kasım 1918’de “Batı Trakya Komitesi”ni kurdular. Batı
Trakya’da ilk olarak dernek yerine komite kurulmasının nedeni, Batı Trakya’yı yabancı boyunduruğundan
kurtarmaktı. Komite, ezici çoğunluğu Türk
ve Müslüman olan Batı Trakya’nın
geleceğinin yine kendilerince tayin edilmesini en büyük hakları olarak görüyor
ve kurulacak adil ve tarafsız bir mahkemede bu haklılıklarını
ispatlayacaklarına inanıyorlardı. Ancak böyle bir mahkemenin kurulmasının imkânsız
olduğunu düşünemeyecek kadar da iyi niyetliydiler.
Edirne’de kurulan ve aynı amaçlar altında
birleşen Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyeti
Osmaniyesi (7-30 Kasım 1918) ile
İstanbul’da kurulan Batı Trakya komitesi birlikte çalışma
kararı aldı. Böylece İstanbul’da “Siyasi Delegeler” ünvanı altında, Batı
Trakya adına Hasan Tahsin (Argun),
Hüseyin Sabri (Tüten) ve Trakya
Paşaeli Cemiyeti adına da Edirne
milletvekili Faik (Kaltakkuran)
ve Kasım (Yolageldili) Beylerden oluşan karma bir kuruluş meydana geldi. Bu
iki kuruluş, Batı (27 Mayıs 1920) ve
Doğu Trakya’nın (15 Temmuz 1920)
Yunanlılar tarafından işgaline kadar birlikte çalışmıştılar. Diğer taraftan
15 Temmuz 1920’de de merkezi Filibe’de “Trakya Türk-Bulgar Kurtuluş Komitesi” kuruldu. Bu komite temmuz
sonlarında bir kongre toplamış, kongrede söz alan Fuat Balkan ortak Yunan
tehlikesine karşı, Türk ve Bulgarların beraber hareket etmesi
gerektiğini savunmuştur. Bütün bunlara karşılık, Batı Trakya’da Yunanlılara karşı gerçekleştirilmiş olan “Milli Kurtuluş Savaşı” nda aktif görev
alan kişilerin bir kısmı yerli (mahalli) Yunan ilgili makamları tarafından tutuklanarak,
Yunanistan’ın bazı yörelerine sürgün
edilmişler, bazıları ise anavatana göç etmek zorunda kalmışlardır.
· Alıntı Mehmet Küçük
· 10 Aralık 2019
Makaleleri özgün buluyor musunuz?
Osmanlı Devleti Balkanlarda üstünlük kazandığı dönemde, Anadolu’da siyasi birlik henüz sağlanamamıştı. Anadolu’daki Türk
Devamını Oku...
Hayatı ve şahsiyeti hakkında pek az şey bilinen Yunus Emre 1240 yılında Orta Anadolu havzasında doğup yaşamış ve 1320 yılında
Devamını Oku...
İstanbul'da ki Dağların Adları Nelerdir?
İstanbul il sınırları içinde yüksek dağlar yoktur. Dağlar 1000 metre nin altındadır. En
Devamını Oku...
Nişanlı Kıza Gelin Koçu Getirme Âdeti diğer bir adıyla “gelin koçu” âdetini paylaşacağız bugün. Kurban bayramı yaklaşırken pek
Devamını Oku...
Çimpe kalesi, Balkan topraklarının Güneydoğu kıyısında Gelibolu’da bulunmaktadır. Bu kale 14. yüzyılın ortalarında yani 1352 yılında
Devamını Oku...