İstiklal Caddesi'nin altı Roma Mezarlığı
Beyoğlu’ndaki tarihi Casa Garibaldi binasının restorasyonu sırasında, binanın bodrumunda, üzeri kiremitlerle örtülmüş bir iskelet bulundu. Kazıya devam edildikçe iskeletlerin sayısıDevamını Oku...
Osman Serttürk
Likya uygarlığının başkenti olan Patara antik
kentinin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilen Delikkemer, Hidroloji Mühendisliği Açısından
Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki en özgün tarihi yapılarından biridir.
Akbel’deki doğal kaynaktan Patara antik kentine su getiren sistemin bir parçası
olan kemer, birbirine geçen devasa kaya bloklarından meydana gelmektedir. Suyolunun
bir bölümünde yer alan ve başlı başına bir mühendislik harikası olarak kabul
edilen anıtsal Delikkemer, yüksek tepelerin üzerinden hafif bir bükülmeyle
gelmekte ve üzerindeki delikli kübik taşların fiziksel mekanik özelliği
sayesinde taşıdığı suyu bu tepelerden kolayca aşırabilmektedir. Kübik taş
boruların birbirine geçip iyi tutunmaları için özel olarak tasarlanmış bu yapı,
örneğin tahribat olması durumunda kolayca değişme imkânı sağlıyordu. Kemerin su
sızdırmasını engellemek içinse sarımsı bir harç ile ara bağlantılar
kapatılmıştı. Üzerinde bulunan iki yazıt nedeniyle Roma İmparatorluk Dönemi’nin
başlarına tarihlenen Delikkemer’in inşasının İmparator Claudius’un Likya
Eyaleti Valisi Vilius Flaccus döneminde başladığı (MS 48-50) , ancak inşaatı
tamamlayanın ondan sonraki vali Eprius Marcellus (MS 50-55) olduğu
öğrenilmektedir.
Patara antik kenti, İ.Ö.13'üncü yüzyıla ait
Hitit metinlerinde “Patar” olarak geçmektedir. Xanthos Vadisi'nde denize
açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini
her çağda devam ettiren Patara'nın yazıt ve sikkelerde Likya dilindeki adı
Patara olarak geçmektedir. Apollon'un önemli bir kehanet merkezi olarak ün
yapmış olan Patara aynı zamanda Anadolu'dan Roma'ya nakledilen tahılların
depolandığı ve saklandığı bir limandır. İ.Ö. 3'üncü yüzyılda Ptolemaios
egemenliğine girmesiyle Likya'nın lider kenti durumuna gelen Patara, İ.Ö. 2'nci
yüzyılın başında Likya'nın Seleukos Krallığı tarafından kontrol edilmeye
başlamasıyla Likya'nın başkenti olmuş, özellikle de, Roma'ya karşı özerkliğini
ve Rhodos'a karşı da bağımsızlığını kazandığı İ.Ö.167/168 tarihinden itibaren
bu durum resmileşmiştir. Patara bu tarihten sonra artık Likya Birliğinin
başkenti olmuştur. Roma egemenliğine geçtikten sonra da önemini yitirmeyen Patara,
Roma valiliklerinin adli işlerini gördüğü bir merkez olmuş, bunun yanısıra
Roma'nın doğu eyaletleriyle bağlantısını kurduğu bir deniz üssü olarak da
önemini mahafaza etmiştir.
"Noel Baba" olarak anılan Saint
Nicholaos, Pataralıdır. Ayrıca Aziz Paulus Roma'ya gitmek için Patara'dan
gemiye binmiştir. İmparator Konstantin'in başkanlık ettiği İ.S. 325'teki İznik
konsülünde Lykia'nın tek imza yetkilisi Piskopos Eudemos'un Patara Piskoposu
oluşu da kentin bu devirde halen gözde oluşunun kanıtıdır.
· Osman Serttürk
· Dünya Tarihi ve
Mitolojisi
– Edirne T: 0(284) 236 31 37