Eter-ve kutlamak Lazarovden uygulamaları
Etnografya açık hava müzesi Eter Gabrovo, geleneklere göre kutlandı Lazarovden ile yeniden yapılanma özel. Lazarovden Kutlama kabul Gabrovo uygulama seçilmiştir üzerinden döküm veDevamını Oku...
Balkanlar da Gelenek
Emel Balıkçı-Şakir
Benim çocukluğumda köyümüzün kızları çok
sevimli bir bayram yaparlardı. Şimdi o, sevimli olduğu kadar ilginç bayramı
anılarımın arasından çıkarıp, sizlerle de paylaşmak istiyorum...
Bu genç kızlar bayramı ilkbaharla ilgiliydi.
Bizim köyün tabiriyle “Aderlez” (Hıdrelez) vaktinde kutlanırdı.
Bu yüzden olacak ki, kızlar İlkbahar’ı iple çekerlerdi...
Aderlezden bir gün önce gelinlik
kızlar, çayır çimen gezerler, kendileri kadar güzel, renkten renge koşan
çiçeklerden birer demet derlerlerdi... Demet dediysek kocaman bir buket değil,
bir tutamlık. Ve sonra bu bir tutam çiçek, iple sıkıca bağlanır ve kime ait
olduğu işaretlendikten sonra bir koca bakıra sırayla istiflenir...
Bu arada ev temizliğine de çok önem verilir.
Hele şu örümcekağıları köşe bucak taranmalı. Kimi inanışlara göre, kıyıda
köşede örümcekler kendi ağlarını örmüşlerse, bu ağalara ev halkından birilerini
de çekebilir... Hele ev kadının işi yürümeyecek, hangi işi tutsa, onu başa
çıkaramayacak...
Aderlez dolayısıyla Isırgan falı da çok
meşhurdu. Daha akşamdan evin en yaşlı hanımı herkes için birer ısırgan dalı
hazırlayıp saçak altına sırayla dizer. Sabah saatlerinde gidip onları kontrol
edecektir. Bakalım hangi ısırgan dalı tazeliğini korumuş, hangisi sörpmüş...
Bu ısırgan falı her ağıza göre kaşık değilmiş.
Varsayalım ki, hasta bir adamın ısırganı sörpmüşse, ona bunu açıklamak
beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Ve falcının böyle hallerde son derece
dikkatli olması gerekir. Falcının görevi yazın başlangıcında olumlu bir hava
estirmek, evin her üyesine, hasta ya da sağlıklı, olağanüstü bir yaşama sevinci
sağlamaktır. Isırganı sölpmüş hastalara dinç ısırgan yaprakları getirmek de
onun hakkıdır. Bu aldatmak sayılmaz.
Aderlez sabahı çiğli çayırlarda ağanamak da çok
eskilerden günümüze ulaşan bir gelenektir. Bunun için tenha köşeler aranır,
kızlar bu çayırlarda yuvarlanırlar, taptaze, tertemiz çiğ suları güzelliklerine
güzellik katar. Bu daha fazla sağlıklı olmak için yapılsa da, kızların aklı
fikri köy delikanlıların gönüllerini fethetmektir.
Evin yaşlı kadını da eli bağlı durmaz. O da
yıkanır, kırlara çıkar ve demet demet çiçekler, yeşil yapraklı dal parçaları
getirir, onlarla kapıları, girişleri süsler.
Aderlez
günü daha bir sürü gelenekler gündeme gelir:
· Aderlez bir andır. Bu
anda Hıdır ve İlyaz bir araya gelirler. O anda çelinen süt tutulmaz, hamur
yetişmez, maya kurtlanır, ektiğin tohumlar çıkmaz, çürür vb.
· Bir ip üzerinde süpürge
ile kızların saçları taranır. Bununla hem boyları ince uzun, hem de saçları gür
ve bellerine kadar uzayacağı sanılır.
· Arık yapılı kızların
işi de biraz zorca, onları üzerinde hamur yoğrulan yastaçla vurup, biraz etli
butlu olmaları arzulanırmış...
· Bu arada tombul
kadınlar da düşünülerek onları gene, ince olsunlar diye oklava ile
dövülecekler...
· Aderlez sabahı hanenin
kızı bakırları omuzlayıp pınarlara gider. Yolboyu hangi delikanlıya ilk
rastlarsa kısmeti odur, demek.
· Aderlez sabahı yufkalar
(bezeler) da serilir. Yuvkalar serili durur ise, tarlalardaki buğday başakları
da tanelerle dolar...
Öte yandan bu önemli yaz başlangıcını getiren
sabahta bazı kısıtlamalara, hatta yasaklara da gidilir:
· Aderlez sabahı gün
doğmadan makasların ağızı kapanır, öteki kesici aletler açıkta bırakılmaz. Bu
suretle vahşi hayvanların o korkunç ağızları da bir nevi kilitlenmiş olur.
· Bu günde yumurtaya
dokunulmaz. Güya yumurtaya dokunanlar guşa hastalığına yakalanırlarmış...
· Aderlezde iğne iplik de
karıştırılmaz. İğne iplik karıştıranların karşısına yılanlar, ciyanlar
çıkarmış...
· Yazın başlangıcı,
Aderlez günü, bir şenlik, bir çoşku günüdür. İnsanlar, giyim kuşamı, oyun ve
şarkılarla unutulmaz anlar yaşarlar...
Çiçek desteleri bakırdan çıkarılırken şu türkü
ve maniler söylenir:
Mortufal ah mortufal,
mortufalın falı var aman aman,
en iptida çıkanlar,
dövletinden bahtı var aman aman.
Kara oğlanın oğlan,
kaşları duru divan aman aman,
beni senden ayıran, ne
din bulsun ne iman aman aman.
Maneci başı misin,
cavayır taşı misin aman aman,
bir amanet yollarsam ,
güysünde taşır misin aman aman?
Gelin kızlar çayira,
mortufalı atalım aman aman,
peştimal gül içinde
kısmetleri bulalım aman aman.
Aybaşın yarısı var,
koyunun kuzusu var, aman aman
Kızın kısmeti dolu -
Osman çobanın oğlu aman aman.
Sarı çiyren, mor çiyren
aşk dolu bizim evren, aman aman
Asan’ım fukaradır,
bakışları yaradır aman aman.
Amet ağa eylaları,
yekilir tarlaları, aman aman
Kim ona gelin gider,
demirden da el ister aman aman.
Bak mortufal işine, bu
kızın kısmetine aman aman
Dokuz dağları aşar,
padişah gibi yaşar aman aman.
Mortufaldan sonra kızlar harman düzüne
giderler. Orada salıncaklar, dolaplar bir önceki günden yapılmış kızları
sallarlar. Yaşlılar ise kurbanlar keserler, evlerden pirinç, buğday getirir ve
kazanlarda pilaf kaynar. Öyle üstü sülale çek oturur yemek yerler, şakalar
söylerler. Öğlenden sonra tarlalarda fasulye, mısır ekilir. Bu günden sonra boş
hafta girer ve ne eker isen yerde çürür. (2004, Smolyan )
"Evvelden Ezelden Balkan Folklorumuz", Smolyan, 2018, Emel Balıkçı
– Edirne T: 0(284) 236 31 37