Tarihte Bugün 21 Mart 2017
1857 - Tokyo'da meydana gelen depremde 100.000'den fazla kişi öldü. 1871 - Otto von Bismarck prens unvanı aldı. 1919 - Macaristan Sovyet Cumhuriyeti kuruldu. 1937 - Tunceli'de DersimDevamını Oku...
1877-1878 yıllarında gerçekleşen Osmanlı-Rus Savaşı Hicri takvime göre 1293 yılında gerçekleştiği için 93 Harbi olarak bilinir. Buu savaşlar sırasında Rus orduları batı cephesinde Edirne’ye kadar, doğu cephesinde de Erzurum’a kadar ilerlediler. Gazi Osman Paşa’nın Kuzey Bulgaristan’daki Plevne’de Temmuz-Aralık ayları arasında beş ay süren direnişi dışında çok ciddi bir direnişle de karşılaşmadılar.
93 Savaşları sırasında Bulgarlar da gönüllü olarak Rus birliklerine katılmışlardı.(292) Savaş ancak 31 Ocak 1878’de Rusya ile Edirne’de imzalanan bir ateşkes ile sona erebilmişti. Ancak Rusya’nın bu derece ilerlemesinden bu sefer Avrupalı devletler rahatsız olmuşlar ve bir İngiliz donanması İstanbul açıklarına kadar gelerek Prens Adaları yakınında demirlemişti. Bunun üzerine de Ruslar Yeşilköy’e (Ayestefanos) kadar ilerlemişlerdi. Çaresiz kalan Osmanlı Hükümeti de Rusya ile 3 Mart 1878 tarihinde Ayestefanos Anlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştı.
Ayestefanos Anlaşması’na göre Ege Denizi’ne kadar uzanacak geniş bir bölgede Bulgaristan artık özerk olacaktı. Doğuda da Batum, Kars, Ardahan ve Doğubeyazıt Rusların olacaktı.(293)
Ancak 93 Harbi hezimeti sonrasında Ruslarla İstanbul önlerinde çaresizce imzalanan Ayestefanos Anlaşması birçok ülkenin çıkarlarına aykırıydı. Tamamen Rusya’nın yarattığı yeni ve güçlü bir Bulgaristan ile büyük toprak kazanımları elde eden Karadağ dışında diğer ülkeler memnun değillerdi. Bulgaristan Balkan Dağları’nun hem kuzeyinde hem de güneyindeki alanda Ege Denizi boyunca Batı Trakya’yı alıyordu. Ayrıca Yunanların Slav değil Helen kabul ettikleri Makedonya’yı da yine Bulgarlar alıyordu. Bulgaristan’n Batı Trakya ve Makedonya’yı içine alacak şekilde geniş ve güçlü bir Rus uydusu şeklinde bir anda kuruluvermiş olmasını kimse kabul edemiyordu. Karadağ’ın toprakları da üç kat genişlerken, kendisinden büyük komşusu Sırbistan çok daha az bir toprak elde edebilmişti.
3 Mart 1878’de imzalanan Ayestefanos Anlaşması’ndan hemen sonra 13 Haziran-13 Temmuz 1878 tarihleri arasında bu sefer Osmanlı Devleti ve Rusya’ya ek olarak Avrupalı güçlü ülkelerin de katıldığı Berlin Konferansı toplandı. Aslında Rusya bile böylesine güçü ve geniş bir Bulgaristan’dan hoşnut kalmamıştı.
Berlin Antlaşması’na göre Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız ve monarşiyle yönetilen birer devlet oldular. Başlarındaki prensleri Kral ünvanını aldılar.
Berlin Antlaşması’yla, dört ay önceki Ayestefonos Anlaşması’nda Rusya tarafından Osmanlılardan alınarak Bulgarlara verilmiş olan topraklar üçe bölündü. Kuzey kısım Rusya’nın etkinlik alanında özerk ancak Osmanlı’ya vergi ödeyen bir bölge olmuştu. Orta kısım Balkan Dağları ile Rodop Dağları arasında yer alan Doğu Rumeli bölgesinde Osmanlıların atayacağı Hıristiyan bir vali yönetiminde ve Avrupalı devletlerin himayesinde yarı özerk bir statü kazanmıştı. Alt kısımdaki Trakya ise Osmanlılara geri verilmişti. Benzer şekilde Makedonya da Osmanlılara iade edilmişti. Yine Yunanistan’ın istediği Tesalya ve Epir bölgeleri de Osmanlılarda kalmıştı.(294) 1856 yılında imzalanan Berlin Anlaşması fiilen Osmanlıların Balkanlar’da yüzyıllardır süren hakimiyetini sona erdirmişti. Artık Osmanlılar bundan sonra dağılma sürecine girmişlerdi.
Kaynak: “Balkanlar’ın Osmanlı Tarihi 1352-1913” Tuğrul Kihtir. s.243-247, İnkılap Kitabevi, 2015
Alıntı: Tugrul Kihtir