2 Eylül 1928. İstanbul / Gelibolu Manevraları
Semih Dülger 1928 yılında denizciliğin önemini çok iyi bilen Mustafa Kemal Gelibolu’ya Ertuğrul Yatı ile yapmış olduğu bir ziyaret esnasında ani bir kararla donanmaya kısa bir manevraDevamını Oku...
24 Temmuz 1908 tarihinde Osmanlı Devleti'nde Meşrutiyet ilan edildi ve Selanik halkı da çok mutlu olup Meşrutiyet'i büyük şenlikler ile kutladı. Bu olayın üzerinden sadece dört yıl geçtikten sonra ise, 9 Kasım 1912 Perşembe günü, Osmanlı Devleti Selanik'i kaybetti. Selanik artık bir Yunan şehri olmuştu. 250 yıldır Selanik'te yaşayan Dönmeler için bu değişim tam bir yıkım oldu ama aslında bu, felaketlerin sadece başlangıcıydı. Selanik'teki Dönmeler açısından üç büyük olay yaşandı. Birincisi Osmanlı Devleti'nin şehri kaybetmesi, ikincisi Selanik'te 1917 yılında meydana gelen büyük yangında Avdeti mahallelerinin tamamen yanması, üçüncüsü ise 1923 yılında yaşanan mübadeleydi. Tüm bu olayların sonucunda Selanik'te Dönme toplumundan geriye hiçbir şey kalmadı..
Selanik şehri Yunanistan'a geçtiği tarihte belediye başkanı bir Yakubi Dönmesi olan Osman Sait Efendi idi. Kendisi belediye eski başkanlarından Hamdi Efendi'nin oğludur. Yunanlılar 1916 yılına kadar onun çalışmasına müsaade ettiler, çünkü şehrin işleyen bir düzeni vardı, bunun bozulmasını istemediler. O dönemde büyük bir sanayi ve ticaret kenti olan ve şehrin bu hale gelmesinde emeği geçen Avdetiler için zor bir dönem başlamıştı. Osmanlı memurları ve Müslüman Türk nüfus şehri terk etmeye başladı, büyük çoğunluğu ise İstanbul'a göç etti. Bu göç sırasında şehri bırakıp gidenler arasında Dönmeler de vardı. Bir süre sonra o Avrupa şehri gitmiş, onun yerine bir taşra kasabası gelmişti; adeta şehrin ruhu kaybolmuştu. Selanik şehri ekonomik ve kültürel gücünü de kaybetti..
Selanik'te kalan ve özellikle Yahudi olan nüfus, şehrin Avrupa devletleri tarafından korunan bir özerk bölge olması için müracaatta bulundular. Şehrin ticari canlılığın kaybedileceğine dair bir korku vardı ama Yunanistan şehri zaten savaşarak almıştı, bu gibi gerçekçi olmayan düşüncelere yer yoktu. Yunan milliyetçilerinin şehre biçtiği geleceği yaşamak istemiyorlardı. Yahudi cemaati içinden İstanbul'a göç edenler de oldu ama büyük kısmı Yunanistan'da kaldı. Avram Benıroya gibi sendikacılar Yunan şehri olarak Selanik'in daha çok başarılı olacağına inanıyorlardı. Buna karşı Emanuel Carasso gibi etkin kişiler de İstanbul'a göç ettiler. Şehrin görünüşündeki değişiklikler hemen belli oldu. Osmanlıca isimler gitmiş onun yerine Yunanca levhalar ve afişler gelmişti. Camiler kiliseye dönüşmüştü, yine cami duvarlarındaki ayetler kaldırılmış, onların yerine ikonalar konmuştu…
(Turan Akıncı, "Selanik")
Alıntı: Vedii Yukaruç, Not Defterimden
Makaleleri özgün buluyor musunuz?
Osmanlı Devleti Balkanlarda üstünlük kazandığı dönemde, Anadolu’da siyasi birlik henüz sağlanamamıştı. Anadolu’daki Türk
Devamını Oku...
Hayatı ve şahsiyeti hakkında pek az şey bilinen Yunus Emre 1240 yılında Orta Anadolu havzasında doğup yaşamış ve 1320 yılında
Devamını Oku...
İstanbul'da ki Dağların Adları Nelerdir?
İstanbul il sınırları içinde yüksek dağlar yoktur. Dağlar 1000 metre nin altındadır. En
Devamını Oku...
Nişanlı Kıza Gelin Koçu Getirme Âdeti diğer bir adıyla “gelin koçu” âdetini paylaşacağız bugün. Kurban bayramı yaklaşırken pek
Devamını Oku...
Çimpe kalesi, Balkan topraklarının Güneydoğu kıyısında Gelibolu’da bulunmaktadır. Bu kale 14. yüzyılın ortalarında yani 1352 yılında
Devamını Oku...
– Edirne T: 0(284) 236 31 37