Trakyalı gördüğü köpeği asla ‘hoşt!’ diye kovalamaz.
Bir Trakyalı gördüğü köpeği asla ‘hoşt!’ diye kovalamaz. Zaten köpek de hoşttan anlamaz. Trakya köpeğine ‘hoşt’ dersen suratına bön bön bakar. Ama ‘Çü be!’ dersenDevamını Oku...
Zecharia Sitchin ve Heykel
1973 yılında Van’da Urartulardan kalma
olduğu düşünülen bir heykel ele geçirilir ve İstanbul Arkeoloji Müzesine teslim
edilir. Fakat her nedense eser sergileneceğine, tam tersi kadife bezlerle
sarılıp sarmalanıp kaldırılır. O zaman Türkiye’de yayımlanan ‘Bilinmeyen’
dergisi bu durumu konu eder. Çünkü bir roket içindeki başsız astronot
heykelidir söz konusu olan. Olay Alman dergilerine de yansıyınca dünyanın en
tanınmış Sümeroglarından Zecharia Sitchin’in ilgisini çeker. Bu esnada ünlü
Alman dergisi Magazin 2000, İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne bu
eserin neden sergilenmediğini sorar. Gelen yanıt şöyledir:
“Heykel, ait olduğu dönemin tarzını
yansıtmıyor, bir uzay kapsülünü andırıyor olsa da elbette o zaman böyle şeyler
yoktu. Dolaysıyla heykelin sahte olduğunu düşünüyoruz.”
Dergiye verilen bu yanıtla daha da meraklanan
Zecharia Sitchin, sırf bu heykeli görmek için İstanbul’a gelir. O zamanın Arkeoloji
Müzesi Müdürü Dr. Alpay Pasinli ile görüşür. Müdür heykelin sahte
olduğunda ısrar eder hatta alçı kalıba dökülmüş olabileceğinden bahseder. Bilim
adamının ısrarıyla heykel getirilir. Sitchin evirir çevirir ve sorar, “Alçı
kalıba dökülmüş sahte diyorsunuz da alçı kalıpların birleşim yeri çizgisi olur
hani nerede? Müdür, malzemenin hafif olmasını örnek göstererek bu başsız
astronot heykelinin alçı ile mermer tozu karışımından yapılma ihtimalinin
yüksek olduğunu ve muhtemelen bir şakacının işi olduğunu söyler. Sitchin küçük
heykelciklerin yumuşak kayalardan yapılmasının normal olduğunu, sert taştan
küçük heykel yapılmasının imkânsız olduğunu iddia ederek karşı çıkar. Devamında
Z. Sitchin, tarihçi ve Sümerolog olduğu için buna benzer yüzlerce heykel
gördüğünü iddia etse de müdür, bu işin sorumluluğu gereği dünyada benzer başka
örnekler olduğunu görmeden sergilemeyeceğini söyler… Sitchin’de bir örneğin
Meksika’da olduğunu ve resimlerini göndereceğini ilave eder.
Sitchin müzeden ayrılırken uyarmadan duramaz, “Elinizde
Giza Piramitlerinden bile değerli bir nesne var, bunu görmek için yüz binlerce
insan İstanbul’a gelirdi, siz saklıyorsunuz…” der.
Zecharia Sitchin ziyaretinin ardından
müzeye toparladığı dokümanları gönderir, Meksika’daki bir heykelle olan
benzerlikleri gösteren belgeler ekler… Arkeoloji Müzesi’nin müdürü Dr.
Pasinler ikna olur veya insiyatifini kullanır ve Ekim 1977 tarihinden
itibaren heykel müzede sergilenmeye başlar. Fakat bu durum uzun sürmez, Dr.
Pasinler’den sonra gelen müdür heykeli sergiden kaldırır ve kadife kutuların
içindeki karanlık yuvasına geri yollar. Çünkü Urartular zamanında astronot
olamayacağına göre heykel kesinlikle sahtedir. (Neden karbon testi yapılmaz ya
da özellikle mi yaptırılmaz, bu da benim merakım! Bir de, 2003 yılında Zaman
gazetesinde çıkan bir haber yukarıdaki gelişmeleri haberleştirerek aslında
heykelin 25 yıllık olduğunu müze müdürünün ağzından söyler ama bunu ispat
edecek bir belge ortaya koymaz. Zaten Türk basınında başka da bir haber yer
almaz.)
Dünyanın pek çok yerinde tarih öncesi
devirlerden kalma ve günümüze kadar ulaşmış, uçak-helikopter-uzay adamı
heykelleri vardır ve bunları sergileyen müzeler para basmaktadırlar. Bu gerçeğe
vurgu yapan Zecharia Sitchin hayretler içerindedir ve tanık olduğu bu garip
olayı ‘The Earth Chronicles Expeditions’ adlı kitabında anlatır.
(Türkçe çevirisi de var: Dünya Tarihçesi-Ruh ve Madde Yayınları)
Z. Sitchin’in söz konusu kitabında dikkatimi
çeken bir detayı paylaşmak istiyorum (Her ne kadar direk bu konuyla alakalı
olmasa da…): Sitchin kitabının başında “…Müttefiklerin saldırılarını savuşturmayı
başaran Türk General Mustafa Kemal Atatürk, modern Türkiye’yi kurarak yirminci
yüzyıla taşıdı…” der. Daha sonraki bir paragrafta buna rağmen ülkede
hâlâ yirminci yüzyıla entegre olamamış zihniyetlerin bulunduğunu ve bunların
Atatürk’ten hazzetmediğini anlatır. Ve konuyu bu heykel meselesine getirir…
· Hamza Ecin
– Edirne T: 0(284) 236 31 37